Çok mutluyum… Başladığım şeyi bitirebildiğim için. Bu gün adını bile unuttuğumuz pek çok kişiyi, olayı ve bölgeyi, Sarıyarlılar’ın nezdinde kelimelerle yaşatabildiğimi umduğum için.
Çok mutluyum… Mustafa Kemal Atatürk, benim yaşımdayken, vatanı kurtarmak hedefiyle, nice zorluklar altında, ulusuna önderlik yaparken, ben acizane de olsa bir şeyler yazabildiğim için.
Çok mutluyum… Kahramanlıklarını, vefakârlıklarını yazabileceğim gerçek insanları bulabildiğim için. Bu gün içinde bulunduğumuz şartlara, ekonomik krize, sosyal patlamaya isyan edecekken, “Sizin yaşadıklarınız da sorun mu? Biz, ne hallere düşmüşken bu vatanı kurtardık, halinize şükredin.” diye bizlere mesaj verdikleri için.
Ben yazılanlara sadece elçiyim. Romanda adı geçen, babasını Çanakkale’de şehit veren Mahmut oğlu Hüseyin Sırçakaya’ya, Koca Hafız Mustafa oğlu Mustafa Kemal Kılıç’a, Havva Ana’nın yeğeni Mustafa Demir’e, Osman kızı Hadime Kezer’e, Fevzi oğlu İsmet Tekin’e, Hakkı oğlu Kenan Yücel’e, Mehmet Fehmi oğlu Karahan Kon ile birlikte Münir Tekin, Metin Bamyacı, Erol Yılmaz, Afet Kılıç, Mustafa Kılıç, Muhsin Türkmen ve Ferruh Yücel’e elçiyim.
Romanda ki konular, tarafıma aktarılan sözlü bilgilerden oluşmaktadır. Roman kahramanlarının çoğu, gerçek hayatta yaşamıştır. Romanda adı geçmeyen büyüklerimize, elimde bilgi olmadığı için değinemedim. Onlar adına, tüm evlatlarından özür dilerim. Romanımda adı geçmeyenlerin; diğerleri, karşı kişiler veya cumhuriyet karşıtı gibi algılanmamaları gerektiğini özellikle belirtmek isterim.
Yazım tekniği açısından yol gösteren başta Fevziye Alper olmak üzere, Müslüm Akın’a ve Arda Tekin’e ve Zeynep İpek’e teşekkür
ederim.
Bu eserin oluşmasında, beni bilgileri ve moralleri ile destekleyen, Ertunç Yılmaz, Feridun Tekin, Mustafa Kemal Kılıç ve Özcan Kılıç’a çok şey borçluyum. Bu roman, benim sözcülüğüm ile onların da sesidir.
Yazmaya başladığım ilk andan itibaren, bana her türlü çalışma ortamını sağlayan, eşim Burcu’ya, kızlarım Zeynep ve Elif’e özellikle şükranlarımı sunarım.
İstiklal Savaşı gazilerimize ve şehitlerimize, adını namını bilmesek de en azından canı gönülden “Vatan kurtulsun.” diye dua eden tüm yüreklere, tüm Mustafa Kemallere, Mustafalara, Lütfiyelere, İsmaillere, Asiyelere, Zühtülere, Havvalara, Mehmet Fehmilere, Fevzilere, İsmetlere, Ali İhsanlara, kendilerini onlar gibi hissedenlere, şükranlarımla…
Gürkan Kılıç
07-07-2009 Ankara