SARIYAR
Bölgenin en büyük köyü olan Sarıyar, önceleri Sivrihisar’a bağlı iken, 1925 yılında Eskişehir İli Mihallıççık İlçesine, ardından 1936 yılında ise Ankara’nın Nallıhan İlçesine bağlanmıştır.
Kurtuluş Savaşı sırasında aktif bir rol oynayan Sarıyar, Yunanlıların bu bölgede geldiği fakat işgal edemediği son noktadır.
Mustafa’yı borç batağına çeken sebze ve meyvecilik, zamanla benimsenmiş, köylünün en büyük gelir kaynağı olmuş, köylü bu işi öğrendikçe sebze ve meyvecilikten çok para kazanmıştır.
Sakarya Nehri üzerine 1949-1955 yılları arasında yapılan, döneminin Türkiye’deki en büyük, Dünyada ise üçüncü büyük barajı olan Sarıyar Barajı ve Hidroelektrik Santralı ile bölgesindeki önemini tekrar artırmıştır.
İpek böceği kozası üretimi, tüm ülkemizde olduğu gibi zamanla Sarıyar’da da önemini yitirmiştir.
Müderris Mehmet Emin, Koca Hafız Mustafa, Mehmet Fehmi, Hafız Ali, Hafız Ahmet ve İsmet’in izinde eğitime ve öğretime önem veren Sarıyar, bölgenin en çok üniversite mezununa sahip yerleşim yeridir.
Sarıyar, 1973 yılında belediyelik konumuna ulaşmıştır.
KÖPRÜ
Mustafa’nın “Sen bizi Sakarya’dan koruyacağına, biz seni düşmandan korur olduk.” dediği köprü, 1939 ilkbaharında Sakarya’nın azgın sularına yenik düşerek yıkılmış, bir daha yapılmamıştır.
Köprünün yıkılmasından 1949 yılına kadar, karşı tarafa bahçelere geçmek , köprü yapımından önce olduğu gibi tahta salla gerçekleştirilmiştir.
1949 yılında baraj inşaatı başlayınca, Sarıyar içinden geçen Sakarya Nehri yatağındaki su kontrol altına alınmış, köprü ve sala ihtiyaç kalmamıştır. Yatak daha sonra kurumuştur.